Edip Akbayram Çifte Mutluluk Yaşıyor
Edip Akbayram Çifte Mutluluk Yaşıyor
Ünlü Şarkıcı Edip Akbayram Şimdilerde Çifte Sevinç Yaşıyor. Dede Olan Edip Akbayram Bir De Kızı Türkü’nün Yeni Çıkardığı ‘Hiçbiri’ Adlı Single İle Bu Günlerde Çok Mutlu Ve Bir O Kadar Da Heyacanlı.
Torun sevincini yaşayan Akbayram ‘İkinci baharı yaşıyormuş gibi hissediyorum’ diyerek duygularını şu söylerle ifade etti: “Hep duyardık, “Evlat fıstık, ama torun fıstığın içi” diye. Hakikaten öyle. Torunumla büyük bir aşk yaşıyorum. İsmi Lavin. Onunla vakit geçirmek inanılmaz keyifli.”
“Torunum sayesinde, kendimi 50 yaşında gibi hissediyorum.”
69 yaşında olan Akbayram, torunu Lavin sayesinde kendisini 50 yaşında gibi hissettiğini, “Dedesi onu çok seviyormuş” dediğinde ise huysuz zamanında olsa bile torunun kendisine güldüğünü söylüyor. Sevenlerine torunu Lavin’i ‘Büyük aşkım’ diye tanıttığını söyleyen Edip Akbayram’a bizde gözünüz aydın diyor ve Allah’ın analı, babalı,dedeli büyütmesini diliyoruz.
Kızı Türkü için; “Onunla Gurur Duyuyorum.”
Edip Akbayram, kızı Türkü Akbayram’ın geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan ‘Hiçbiri’ single’ı için, mutlu olduğunu, kızının çok emek verdiğini, okuduğu her şarkının tonunu bilerek okuduğunu ve ülkemizde bir çok şarkının okuduğu şarkının tonunu bilmeden şarkıları seslendirdiğini söyledi. Kızının sesi için ise, “Bence genetik bir gelişim, bizden almış. Onunla gurur duyuyorum.” Dedi. Türkü Akbayram’ın ‘Hiçbiri’ single’ı ile ilgili yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
“Bu Sevgi Beni Öldürmez, Yıllarca Yaşatır.”
Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıya da değinen Akbayram, ekonomik sıkıntılara rağmen konserlerinin dolup taştığını dile getirdi. İnsanların işlinden gücünden kalıp bir de para ödeyip konserine geldiğini söyleyen Akbayram, “Bu sevgi beni öldürmez, yıllarca yaşatır. Ha ben 100 kişi de gelse 5 bin kişi gelmiş gibi konserimi yaparım, o ayrı. Ama gerçekten Türkiye’nin bu ekonomik dengesizliğinde bile konserlerim doluyorsa seviliyorum demek ki. Konserlerime gelen beş bin kişinin içinde laikler de muhafazakâr da liberaller de milliyetçiler de var.” Sözleriyle kendisinin gördüğü sevgiden memnuniyet duyduğunu anlattı.
“Biz Demokrasinin İçindeyiz”
“50 yıldır yaptığım şarkılara bakın… Hep sevgiden, dostluktan, barıştan ve kardeşlikten söz ettim. Biz demokrasinin içindeyiz. Her renkten, her düşünceden, her partiden insanın birbirine saygı göstermesi gerekir.” Sözleriyle insanların neden bu denli kendisini sevdiklerini açıkladı.
“Birbirimize Saygı Duyalım”
Ülkemizdeki dayatmacı kültür hakkında: “ ‘Benden ol, benim partimden ol, benim gibi düşün’ dayatması var. Hayır! Ben senden olmayayım, sen de benden yana olma ama birbirimize saygı duyalım. Ben rakı içiyorsam, benim cehennemime karışmayın. Siz namaz kılıyorsanız da ben sizin cennetinize karışmayayım.”sözleriyle herkesin düşüncelerine saygı duymamız gerektiğini vurguladı.
“Memleketim, İstanbul’um, Can Ülkem!”
Edip Akbayram, “Tabii ki hayır! Memleketim, İstanbul’um, can ülkem! Bir anım var. Avustralya’da çölde gidiyorduk. Önümüze üzerinde ‘Aborjinler’ yazan bir tabela çıktı. Hediye almak için Aborjin Center’ın önüne geldik eşimle. Bütün dünya ülkelerinin bayrakları, ortada da Türk bayrağı vardı. Tüylerim diken diken oldu birden. Bayrağım tüylerimi diken diken ediyorsa, ben bayrağımın milliyetçisiyim.” Başka ülkede yaşayamaz mısınız? Sorusuna karşın verdiği bu cevapla, ülkemize olan sevgisini dile getirdi.
“Halkım Beni Vuracaksa Vurur, Öpecekse De Öper.”
Edip Akbayram bir röpotajında: “Ben 80 milyona şarkı söylüyorum. Hiçbir zaman bana verilen sevgiye ihanet etmedim. Ne korumam oldu, ne silah taşıdım. Alevisi, Sünnisi, Lazı, Kürdü, Çerkezi hepsi benim canım, ciğerim. Halkım beni vuracaksa vurur, öpecekse de öper. Ben buyum çünkü. Ayıran, bölen her anlayışın karşısındayım.” Demiştir.
“Beni Kimse Satın Alamaz.”
Asla geçmişte çektiği sıkıntıları tekrar çekmekten korkmadığını söyleyen Akbayram, “Geçmişte beş yıl bana kimse iş vermedi. 12 Eylül olmuş, ev kiram birikmiş, kimse iş vermiyor. Üç ayda bir karımın bileziğini satıyordum. Oğlum Ozan’a ayakkabı alamıyordum. Bu arada “Arabesk plak yap” diyorlardı bana ama eşimle birlikte hiç teslim olmadık. “Her kışın bir baharı var” dedik. Düşünün, çocuğuna ayakkabı alamayan bir babaya iki daire teklif edildi, ama kabul etmedim. Çünkü ben arabesk değilim. Beni kimse satın alamaz.” Sözleriyle duruşundan ödün vermediğini bir kez daha göstermiş oldu.
“Kimseye Muhtaç Değilim”
Son olarak sanatın kendisine kazandırdıklarını, “Kimseye muhtaç değilim. Çocuklarımın yaşam garantilerini yaptım. Bundan sonrası da bana yeter. Yani İstanbul sizin olsa ne olacak? Yiyeceğiniz yine iki tabak.” Diyerek özetlemiş oldu.